Haber

O kısımda ne demek istedi? İşte Demirtaş’ın Akşener’e yazdığı mektuptaki Kürtçe ifadelerin çevirisi

6 yıldır Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “HDP seçmen kimliği” ile yazdığı mektupta, “HDP yönetimi hangi yöne karar verirse oyum oyum. çok güvendiğim.Benim tercihim de aynı yönde olacak doğal olarak.HDP seçmeni olarak oyumu istiyor musunuz?Madem benim oyumla cumhurbaşkanı yardımcılığı ve bakanlık koltuklarına oturacaksınız, beni nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? ” diye sordu.

MEKTUBU KÜRTÇE BİTTİ

Demirtaş’ın Türkçe başlayan mektubunu Kürtçe ifadelerle bitirmesi dikkat çekti. Demirtaş, Kürtçe son cümlesinde, “Akşener Bey bilin ki biz Kürtüz. Kürt halkı olarak bizim kimliğimiz, dilimiz, kültürümüz, sanatımız ve tarihimiz var. Biz bu davamızda haklıyız, bu asla olmamalı” dedi. unutulmak.”

İşte Demirtaş’ın o mektupta yazdıkları;

“Sayın Genel Önder, bu mektubu HDP’li kimliğimle yazıyorum. Sizler, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Millet İttifakı’ndaki partilerin genel başkanları olarak meşakkatli bir görev üstlendiniz ve tarihi bir dönemde iki belediye başkanına.Öncelikle hayırlı olsun diyorum ve başarılar diliyorum.Gördüğüm kadarıyla Kılıçdaroğlu ve sizin dışınızdaki partilerin genel başkanları HDP seçmeni dahil tüm seçmeni getirmek istiyor. demokratik dönüşüm umudu etrafında bir araya geldi.

“KOMİSYONLARDA AYNI MASADAYIZ”

‘Hayır biz de HDP seçmeninin oyunu ve desteğini istiyoruz ama HDP’nin kurumsal bir adres olarak alınmasına karşıyız’ derseniz, hemen belirtmeliyim ki ben hemen HDP’ye siyasi kimliğimi korumak için görev ve sorumluluk verdim. tıpkı diğer partilerin seçmenleri gibi. Doğal olarak çok güvendiğim HDP yönetimi hangi yönde karar alırsa alsın oyum tercihim aynı tarafta olacaktır. Partimiz HDP de tıpkı motamot DÜZGÜN Partisi gibi meşruiyetini halktan almıştır. Üstelik kamuoyu HDP’ye sizin partinizden daha fazla ilgi göstererek HDP’yi Türkiye’de üçüncü parti konumuna getirdi. Zaten HDP ile mecliste yan yanasınız, komisyonlarda aynı masada oturuyorsunuz. Zaman zaman Meclisimizi HDP Milletvekili Sayın Nimetullah Erdoğmuş yönettiği için Meclis’teki varlığımızı da biliyorsunuzdur.

“Sizin için doğru olan bizim için de bir hak değil mi?”

Sayın Genel Önder, bundan önce toplumun büyük çoğunluğu “Birlikte kazanacağız” sloganlarıyla umut yaratmaya çalışırken partimiz HDP’ye yönelik bazı açıklamalarınızın ve yaklaşımlarınızın bu amaca uygun olmadığını düşünüyorum. tarihi seçim. Bir HDP seçmeni olarak sizi daha iyi anlayabilmek için bazı konulara açıklık getirmekte büyük fayda görüyorum. Millet İttifakı’nın bir parçası olarak, ittifakınızdaki taraflarla bile çetin bir müzakereye girdiniz. Sizin hakkınız olan müzakere siyaseti neden HDP’nin hakkı değil? HDP seçmenini eminim ikinci sınıf, iradesiz vatandaş olarak görmüyorsunuz. O halde HDP’nin oy kullanacağı cumhurbaşkanı adayıyla müzakere etmesinin ne zararı olabilir?

KILIÇDAROĞLU’NUN DİKKATİNE KATILDI

Üstelik müzakere fasılları, HDP’nin defalarca açıkladığı gibi, HDP’nin Eylül 2021’de açıkladığı 11 maddelik duruş belgesidir, üstü örtülü değil. HDP takviye kararı alırsa büyük ihtimalle Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı, siz de Başkan Yardımcısı olacaksınız. Buna ek olarak, partiniz birkaç bakanlığı üstlenecek.

Sayın Genel Lider, bu durumda açıkça sormak zorundayım:

bir- HDP seçmeni olarak oyumu ister misiniz? Cumhurbaşkanlığı ve bakanlık koltuklarına benim oyumla oturacağınıza göre beni nasıl ikna etmeyi düşünüyorsunuz? Bu arada hatırlatmak isterim ki, Millet ittifakı belediye başkanlarının yerel seçimlerde kazanmasını sağlayan HDP oyları için ‘istemiyorum’ demediniz.

2- HDP bir bakanlık istememesine rağmen bazı arkadaşlarınız “Biz HDP’ye bakanlık vermeyiz” diyerek biz HDP seçmenlerini yaraladılar, ötekileştirdiler. Şimdi bu arkadaşlarınız HDP seçmeninin oylarıyla bakanlık koltuğuna oturmak için aday olsalar bizi ikna etmeniz gerekmez mi?

3- HDP’nin demokratik ilkeler dışında herhangi bir talepte bulunmadığı açıklamasına rağmen, “CHP HDP ile diyalog kurabilir ama taviz verilemez, talepleri bu masaya getirilemez” dediniz. Demokratikleşme taleplerini taviz olarak görüyor musunuz? İktidara gelirseniz ve HDP’nin talepleri masanıza gelmezse bize hangi masayı önerirsiniz? Elli yıldır olduğu gibi bizi yeniden “terörle mücadele masasına” mı döndürmeyi düşünüyorsunuz?

4-Omuz hizasında yapılacak bir müzakere dışında, baskıcı, dayatmacı, egemen bakış açısıyla bir yaklaşımı ne HDP ne de HDP seçmeni kabul etmeyecektir.

“KÜRT OLDUĞUNU BİLİN, BİZ DE HAKLIYIZ”

Sorunlarımızın demokratik siyaset alanında barışçıl ve çağdaş bir şekilde çözülmesinden başka bir usul benimsemiyoruz. Önerdiğiniz başka bir sistem var mı? Sayın Genel Önder, tüm seçmenler gibi DÜZGÜN Parti ve HDP seçmeni de sokakta yan yana yaşamakta ve ateşte kavrulmaktadır. Seçmenin ortasında durmakta bir sakınca yokken, siyasi liderlerin de topluma layık olması gerektiğine inanıyorum. Koşullarımız ve kararlarımız ne olursa olsun eşit, özgür ve müreffeh bir Türkiye yaratmak zorundayız. Sizlerin de bu çabaya katkı sağlayacağınıza inanıyor, tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyor, başarılar diliyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu